Türkiye’nin istikrarlı bir ekonomiye geçmesi için sermaye piyasalarının gelişmesini savunan gazetecilerden birisiyim. Ancak bu noktada yatırımcı güveninin korunması ve kamu otoritelerinin denetimi asla elinden bırakmaması gerekiyor.
Türkiye belki de 20 yılda gerçekleşecek olayları son 2 yılda yaşadı. Bir önceki ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar sonucu milyonlarca vatandaş borsaya akın etti.
Hatırlayın, eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati doğrudan borsayı işaret ediyordu. Düşük faiz ve yüksek enflasyon ortamında Borsa İstanbul cazip bir yatırım aracına dönüştü. Borsayla tanışanlar daha sonra fonları da öğrendi.
Hisse senetlerindeki gelişmeler Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yakından takip ediliyor. Bununla ilgili olumlu veya olumsuz konularda yatırımcılar Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden bilgilendiriliyor. SPK da gerektiği durumda anında müdahalelerde bulunuyor.
Peki, fonlarda da durum aynı mı?
Bir örnek verelim…
Hedef Yatırım Bankası ve İnfo Yatırım ile aynı çatı altında faaliyet gösteren Hedef Portföy geçen hafta gündeme geldi. Hedef Portföy tarafından yönetilen HDA – Dördüncü İstatistiksel Arbitraj Hisse Senedi Serbest (TL) Fon (Hisse Senedi Yoğun) 5 günde yüzde 6 değer kaybetti.
Sitemiz tclira.com yazarı Prof. Dr. Cem Başlevent de bu konuya dikkat çekti. Başlevent, X’teki hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Risksiz bir şekilde TL mevduat ve para piyasası fonlarının üzerinde getiri sağlayacağı söylenen, TEFAS’taki risk değeri de 2 olan #HDA fonu son 5 iş gününde yüzde 6 değer kaybetti. ‘Arkadaş, bunu nasıl yaptınız’ diyecek bir otorite var mı?”
Cem Hoca’nın paylaşımı sonrası pek çok kişi sosyal medyadan tepkilerini dile getirdi.
Elbette her yazılan doğru değildir. Ama benim dikkatimi çeken bir konu vardı. Fonla alakalı iletişim kurmanın ve karşında bir muhatap bulmanın zor olduğunu teyit ettim.
Burada halen fonda yatırımı olan yatırımcılarımızın da korunması gerekiyor. Malum, böyle konular özellikle sosyal medyada bir karalama kampanyasına da dönüşebiliyor.
Kazanırken sahneden inmeyenler, kayıp yaşandığında sessizliğe bürünürse soru işaretleri artar.
Yazının başında vurguladığım yatırımcı güveni işte tam olarak bu. Yatırımcılar, Türkiye’nin önde gelen bir yatırım grubundan doğal olarak böyle bir davranışı beklemiyorlar.
Görüşlerine değer verdiğim Ekonomist İris Cibre de sosyal medyadan yatırımcılara panik yapmamaları gerektiğini söyledi. Ama yatırımcıların soru işaretlerine cevap bulacağı yer sosyal medya olmamalı.
***
Biraz da fonlar nasıl çalışıyor, ona bakalım.
Bu konuyla alakalı daha önce bir başka tclira.com yazarı Sadık Mazanoğlu, ayrıntılı bir yazı kaleme almıştı. Hisse senedi ve yatırım fonu farkını anlamak isteyenlerin bu yazıyı da okumasını tavsiye ederim.
Gelelim soru işaretlerine…
Fonların risk değerleri 1’den 7’ye kadar gidiyor. Bunlar ne kadar sağlıklı bir şekilde oluşturuluyor?
Mesela en yüksek seviyede risk olduğu bahanesiyle zarar etme olasılığı yüksek hisselere giriliyor mu?
Buralarda herhangi bir menfaat ilişkisi var mı yok mu?
Kârlılığı arttırmak için izahnameye aykırı işlem yapılıyor mu?
SPK tarafından tüm bunların takibi yapılıyor mu?
Bir de işin yüksek yönetim ücretleri var.
Hedef Portföy’ün Arbitraj Fonu’nda yüzde 3,5 yönetim kesintisi var. Neden bu kadar fazla?
Burada fonun çeşidine, büyüklüğüne ve çalışan sayısına göre standart bir yönetim ücreti tarifesi SPK tarafından konulamaz mı?
Bu sorular daha uzayıp gider…
Fonlarla ilgili takibimizi sürdürmeye devam edeceğiz…
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Öğrenciyken, Cumhuriyet gazetesinde mesleğe başladı. İnsan hayatına dair haberler yaptı, fotoğraflar çekti. Bir dönem Avustralya'da gazetecilik yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra Referans gazetesinde ekonomi gazeteciliğine adım attı. Küresel ekonomi, tarım, enerji, çevre ve reel sektör üzerine çalıştı. Daha sonra Dünya gazetesine geçti ve burada 3 yıldan fazla dış ticaret editörlüğü ve yazarlığı yaptı. Yeni Yüzyıl gazetesinin yeniden kuruluşunda ekonomi şefi olarak görev aldı ancak zayıf kurumsal yapı nedeniyle 3 ay sonra istifa edip Sözcü gazetesine geçti. Yaklaşık 8 yıl Sözcü’de muhabir, editör ve ekonomi müdür yardımcısı olarak görev yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyesi.