Türkiye’nin brüt dış borç stoku 30 Eylül itibariyle 482,6 milyar dolar oldu. Ekonomist Dr. Murat Kubilay, para politikasında istikrara işaret etti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Eylül itibariyle brüt ve net dış borç stoku, Hazine garantili dış borç stoku ve kamu net borç stoku ile Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stoku verilerini açıkladı.
Bakanlığın verilerine göre, Türkiye’nin brüt dış borç stoku 482,6 milyar dolar oldu. Borç stokunun milli gelire oranı da yüzde 44,9 seviyesinde gerçekleşti.
Bu dönemde net dış borç stoku 263,7 milyar dolar oldu.
Stokun milli gelire oranı da yüzde 24,5 seviyesinde ölçüldü.
Hazine garantili dış borç stoku ise yine aynı dönemde 15,4 milyar dolar olarak hesaplandı.
5 trilyon 27 milyar TL seviyesinde
Kamu net borç stoku bu dönemde 5 trilyon 27 milyar lira olarak kaydedildi. Stokun milli gelire oranı yüzde 22,2 oldu.
AB tanımlı genel yönetim borç stoku 6 trilyon 906 milyar lira, bu rakamın milli gelire oranı ise yüzde 30,5 olarak kayıtlara geçti.
Dış borç verilerini değerlendiren Ekonomist Dr. Murat Kubilay, para politikasındaki gelişmelere işaret etti. Kubilay, sosyal medya hesabında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün açıklanan Hazine verisine göre dış borç 482,6 milyar dolarla rekor kırdı. 1 yıldan kısa vadeli borçsa, Merkez Bankası verisine göre 219,9 milyar dolarla yine rekor düzeyde.
Bunların haricinde Hazine döviz gelir garantili projeler, Rusya ile gerçekleştirilmiş doğalgaz vadeli ödemesi gibi ek yükümlülükler var. Bir de doğrudan borç veya döviz olmasa da döviz artışlarının yükünün kamu tarafından üstlenildiği KKM ile Merkez Bankası swap hariç eksi döviz pozisyonu var.
Döviz likiditesini daraltma politikası
2024 yılı cari açık piyasa beklentisi ise yaklaşık 35 milyar dolar. EURUSD de son dönemde Türkiye lehine yükselmişti. ABD Merkez Bankası’nın da döviz likiditesini daraltma politikası aynı hızla devam ediyor. 2024 yılı Türkiye’de TÜFE beklentileri kabaca %36-48 aralığında.
İç ve politik riskleri de göz ardı etmemek gerek. Tüm bu gelişmeler sonucunda mevcut para politikası uygulamaları önümüzdeki yılın tamamı için yeterli olacak, döviz kuru istikrarı sürecek ve hatta TL reel değer kazanacak mı? Bu esnada ücretler satın alma gücünü koruyacak, şirketler ayakta kalacak ve Hazine bütçe disiplini oluşturabilecek mi? İzleyelim ve görelim…”