İnsanları düzeltebilmemiz için
Önce kendimizi düzeltmemiz gerekir.
Hz. Ömer
Önceki yazılarımızda Siyah Kuğu, şokla güçlenmek, yaratıcı yıkım, Procrustes’in yatağı kavramlarından bahsetmiş, sizleri gündelik hayatlarınızda neleri Procrustes’in yatağına koyarak düşüncelerinize uygun hale gelmesi için kesip kısalttığınızı veya çekip uzattığınızı düşünmeye davet etmiştik.
Bu egzersiz nasıl gitti? Hayatın akışına kapılıp tamamen unuttunuz mu? Yoksa bir iki gün yapmaya çalışıp daha sonra araya işler girince kaldı mı ?
Kaçınız düzenli biçimde bu egzersizi sürdürebildi? Pek azınız mı?
Şokla güçlenmek konusunda ilk öğrenilmesi gereken şey budur işte. Düzenli ve sürekli olarak uygulanması zordur ancak sadece bu şekilde yapıldığında işe yarayacaktır. Yılda beş gün spor yapmak, geri kalan günlerde hep yaptıklarınızı yapmak sonuç vermeyecektir, pazartesi diyete başlayıp çarşamba eskiye dönmek yüksek kolesterolünüzü düzeltmeyecektir. Bunun olması için her gün -canınız istese de istemese de- kendinizi zorlamanız ve şoka maruz bırakmanız gerekecektir… Taa ki ikinci bir doğa haline gelinceye dek (yaratıcı yıkım denilen şey tam olarak budur, yeni eskinin yerine yerleşmektedir). O zaman zorlamaya gerek kalmayacaktır.
Biraz da eğlenelim 🙂
Neden insanlar metro ve metrobüse girerken içeridekilerin çıkmasını beklemeden ite kaka dalmaya çalışarak kargaşaya sebep olur? Kapıların kenarlarında çıkanların bitmesini beklemek, ardından içeri girmek hem daha hızlı hem de daha uygar bir yaklaşım olacaktır…
Ama bu yapılmaz… Neden?
Aynı şey plazaların asansörleri için de geçerlidir. Çıkanlarla girenlerin 300 Spartalı türündeki epik mücadeleleri bir tür norm olmuş gibidir.
Toplu taşıma araçlarına girmeyi başaranları ise başka zorluklar beklemektedir. Söz gelimi arkasındaki küçük bir bungalov büyüklüğündeki sırt çantası ile sizi sürekli ittiren beyefendi (çantayı eline veya göğsüne almak hiç akla gelmez nedense), yan koltuğunuzda oturan ve ellerini paltosunun cebine sokmak suretiyle dirseklerini kaburgalarınıza saplayan hanımefendi, dizlerini Uzak Doğu dövüş sporları egzersizleri yaparmışçasına ayırmış delikanlı gününüzü aydınlatmak için orada beklemektedirler.
Elbette bu davranışlar pek çok güdü, duygu ve düşüncenin ürünüdür. Ancak bir şey kesindir ki birileri böyle davrandığında olumsuz duygular hissetmek (adaletsizlik, haksızlık, zorbalık vb.) kaçınılmazdır. Bu döngü bir süre sonra “madem ki herkes yapıyor, o halde normal budur”, “düzgün davranmak kaybettirir” noktasına gelmekle de neticelenecektir.
Bir başka deyişle olumsuz deneyimler yaşayanlar, aynı olumsuzlukları icra etme konusunda teşvik edilmiş olacaktır.
Tam da bu nedenle düzenleyici kurumlara ihtiyaç vardır. Açıkça görülmektedir ki insan doğası kendi haline bırakıldığında düzensizliğe neden olmaktadır ve insanoğlu kendini zorlayarak doğru olan şeyi yapmak konusunda güçlük çekmektedir. Bunun en temel nedenlerinden biri gerçekliği işine gelecek şekilde (Prokrustes’in yatağı) eğip bükmesidir.
Düzenleyicilik ise zar atılan masanın herkes için düz olduğunun güvence altına alınması demektir. Her oyuncunun aynı kurallar, şans ve düzenlemelere tabii olması bir taraf veya grubun haksız üstünlük elde etmesine engel olacaktır. Hukuk, güvenlik sistemleri ile örf, adet ve normların var olma sebebi de budur.
Yüksek düzenleyicilik ihtiyacı, kendini regüle edememeye işaret eder. Bu ülke, toplum veya bireysel bazda geçerli olan çok az önermeden biri olabilir. Maalesef bunun tersi de doğrudur, siz kendinizi düzenleyemezseniz mutlaka bir şekilde başkaları tarafından düzenlenirsiniz!
1972 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra aynı üniversitede Personel Yönetimi alanında yüksek lisans yaptı, akabinde Yeditepe Üniversitesi'nde İngilizce İşletme Doktora programını tamamladı. İnsan Kaynakları Yönetimi alanında çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlarda 30 yılın üzerinde görev yaptı. Çalışmalarına danışman, akademisyen ve eğitmen olarak devam etmektedir.
- Doç. Dr. Murat Bolellihttps://www.tclira.com/author/murat-bolelli/
- Doç. Dr. Murat Bolellihttps://www.tclira.com/author/murat-bolelli/
- Doç. Dr. Murat Bolellihttps://www.tclira.com/author/murat-bolelli/
- Doç. Dr. Murat Bolellihttps://www.tclira.com/author/murat-bolelli/